Hiç huzur evine gittiniz mi bilmem ama ben gittim.
Bahçesinden girdiğimde cidden huzurlu bir yer olduğunu hissettim.
Yaşamlarının tüm izlerini suratlarında taşıyan insanlar bahçede oturmuş sohbet ediyorlardı.
Onları görünce yüzümde bir tebessüm oluştu.
Bir yandan da uzun zamandır gitmediğim yakınımı, canımdan bir parçayı göreceğim için heyecanlı ve tedirgindim.
Neyle karşılaşacağımı bilmediğim için korkuyordum biraz da.
Annemin, dayımın, teyzelerimin anlattığı kadarıyla biliyordum durumunu.
Nedense yıllarca kendimi anneannemi o şekilde görmek istemediğime dair inandırmıştım.
Gerçeklerle yüzleşmekten korkak bir çocuk gibi kaçmıştım.
Evet bunu kendime itiraf edebildim bugün.
Belki annem umursamaz olduğumu düşündü çoğu zaman çünkü hep "sende gel kızım" dedi bana yıllarca.
Gelmek istemiyorum dediğimde de "sen bilirsin kızım" dedi.
Asla zorlamadı beni.
Belki de hazır olmadığımın farkındaydı.
Şimdi beni yargılayabilirsiniz.
Kötü bir torun olduğumu düşünebilirsiniz.
Ama siz çocukluğunuz ve gençliğiniz gözünüzün önünde yok olduğunu görmekten korkmanın ne demek olduğunu bilemezsiniz.
Gerçekle yüzleşmenin ne kadar yıkıcı olabileceğini, olaylar böyle geliştiği için lanet okumanın ne demek olduğunu, neler yaşadığımı bilemezsiniz.
Sizi görmek için günlerce evinizde kalan insanın sizi tanımamasının ne kadar acı bir his yaşattığını bilebilir misiniz?
Gözünüzün içine bakan ama konuşmayan, konuşamayan o dağ gibi insanın küçük bir bebekten farkının kalmaması, bir yastık gibi oradan oraya döndürülmesini görmek nasıldır?
Gözünüzün önüne getirebilir misiniz?
Dedim ya sadece anlatılanlar kadarıyla biliyordum ben bunları.
Sadece hayal edebildiğim kadar görmüştüm anlatılanları.
Hani bayramlarda el öpmeye giderken öfleyip püflerdik ya çocukken.
Şimdi geri versinler bana o yılları.
Bayramdan bayrama değil, günden güne giderdim o mis kokan elleri defalarca öpebilmek için..
İlla kaybetmek gerekmez ki değerlerini anlayabilmek için.
Ben derim ki size eğer büyükleriniz yanınızdaysa onların kıymetini bilin.
Ben bilememişim mesela.
Dedim ya gerçeklerden kaçtım yıllarca.
Hiç bir zaman saygımı ve sevgimi kaybetmedim asla.
Sadece dağ gibi kalsın istedim hatıramda.
Ama öyle olmamalıymış onu anladım.
Yaşayan birini zihnimde öldürmeye çalışmam ne kadar bencilceymiş bunu da anladım.
Şimdi eğer içinizde hala büyüklerine değer vermeyenler varsa bir kez daha düşünsün.
Siz hiç huzur evine gittiniz mi?
Bence gitmelisiniz.
Eğer giderseniz anlarsınız anlattıklarımı.
Yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgidir huzur evi huzursuzluğu..
Tuğba Yılmazarslan
03.08.2011