29 Ekim 2010 Cuma

Sade Nescafe tadında hayatım..


Sade Nescafe tadında hayatım.

Ne şekerim var ne sütüm.
Beni tamamlayan onlar aslında ama yoklar işte. 
Belki de hiç olmamışlardı bilemiyorum.
Acı bir tadım artık. 
Öncelerde sıcaktım fakat şimdi geriye kalan tek şey soğukluğum.
Bir yudum alsanız soğukluğumu beğenmeyip tükürürsünüz lavaboya beni.
Ağzınızda kalan tattan kurtulmak için dişlerinizi fırçalarsınız belki de.
Size rahatsızlık vereceğim istemediğim halde.
Sığınabileceğim tek seçenekte beni terk edecek zamanla.
Beni içinde barındıran fincanımı da kaybedeceğim.
Ben o pis lavaboya dökülüp denize karışırken, fincanım arınacak tüm benliğimden.
Güzel kokulu bir deterjan ile temizlenip pırıl pırıl olacak.
Tekrar konacak rafa yeniden ve yeniden kullanılmak için.
İçini ısıtacak şekerli, sütlü bir nescafe bulacak kendine.
Mutlu olacak.
Sade bir nescafeyim ben.
Sahip olduğum tek şey ağzınızda bıraktığım acı tadım.
Acı bir tat hayatın içinden.
Uyku kaçıran, uykusu kaçan  nescafe benim işte.
Şimdi düşünüyorum "Neden bu kadar acıdım?" diye.
Düşünüyorum ve düşünüyorum sadece.


Tuğba Yılmazarslan
29.10.2010

27 Ekim 2010 Çarşamba

Bilgisayar kız mı erkek mi?

Kadınlara Göre : BiLgisayar erkektir . Çünkü biLgisayarLar asLında sorunLarı çözmek için yapıLmalarına rağmen ömürLerinin dörtte ücünü sorun yaratarak geçirirLer. Daha da önemLisi bunLardan bir tane aLdığınız an , biraz daha sabretmiş oLsaydınız çok daha geLişmiş bir modeLine sahip oLabiLeceğinizi görüp pişman oLursunuzz !

ErkekLere Göre ise: Bilgisayar dişidir. Çünkü onun mantığını yaratıcısından başka kimsenin anLaması mümkün değiLdir . Yaptığınız en ufak hatayı biLe hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar . Ve bir biLgisayar aLdıktan sonra fark edersiniz ki , asıL parayı ona gereken aksesuarLar için harcamak zorundasınızz !..

26 Ekim 2010 Salı

Anlatamayan

Kalem tükenmeyeceğine söz verdi ve ben yazmaya başladım..
Ne yalancı kalem.
Daha ilk cümlemi bitiremeden tükendi

Yazacaklarımdan korktu belki?
Görmek istemediği şeyleri kağıda yazmaktan korktu.
Ne düşünceli kalem.

Kağıdın umrunda mıydı sanki?
Bak yanmadı hala
Satır başları da bembeyaz
Kirletmedi kalem onu.
Kelimelerini yazarken yırtmadı kağıdı
Ama kağıt onu tüketti.

O kadar güçlükle yazıyor ki kalem
Bir o kadar da dikkatli
Kağıdı benliğiyle doldurmak istiyor
Ama ona zarar vermemek için kendinden bile korkuyor..

Kağıda bastıramadığı kelimeler içinde mürekkebine karışıyor 
Kalemi tüketiyor.
Ne duygusal kalem..

Az sonra kenara atılacağını bilmiyor
Bir kalemliğin içinde kağıda kavuşabilmeyi bekleyeceğini..
Ve yine bekleyeceğini...
Ne zavallı kalem..

Kağıda bir daha yazabileceğini düşünecek kadar zavallı!

Ey kalem!
Kendine itiraf edemesen de kağıdın sonuna gelmek üzeresin.
Ama sen yazmaya devam et belki kağıdın son kalemisin..


24.08.09
Tuğba YILMAZARSLAN

25 Ekim 2010 Pazartesi

Uyanış

Zaman geçiyor.
İmkansız göründüğü zaman bile.
Hatta saatin her tik tak edi$i insanın canını acıtsada.
Yavaş yavaş geçiyordu saniyeler.
Yalpalayarak ve sessizliklerin içinde sürünerek.
Ama bir şekilde geçiyordu.
Benim için bile...