10 Ocak 2014 Cuma

Ne tuhaf değil mi?
İnsanın unuttuğunu sanması ya da unutmaya çalışması.
Sanki vücudumda milyonlarca kesik var.
Kanıyor, acıyor, acıtıyor beni.
Bıraksam yırtılacak bütün bedenim. Kopup gidecek bütün kaslarımdan.
Kemiklerim bir başına titreyecek.
Sesleri ürkütecek seni biliyorum.
Biliyorum duyacaksın ordan.
Ben...
Ben, kanıyorum.
Ne oldu da bu duruma geldim?
Ne oldu bana?
Ne yaptın?
Neden yaptın?
Aklıma geldi işte.
Aklıma geldi de...
Aklıma gelmeseydi diye düşündüm.
Düşündürdün yine...


*Tiyba

3 Ocak 2014 Cuma

İçimde hep bir kuşku. Kafamın içindeki 41. tilki yüzünden bunlar, biliyorum. Biliyorum ama engel olamıyorum. İnsanın aklına bir kere girdimi ayrılık düşüncesi, attığın her adımı ona göre yargılıyor. Ne zormuş. Bir şeyler bitmesin isterken bir yandan da bitsin mi acaba diye düşünmek, uyurken bile milyon tane senaryo görmek.
Seviyor muyum? Evet.
Mutlu muyum? Evet.
Aptalım galiba ben.
Nedir bu içimdeki kuşku? Nedir bu kadar severken kendimi sensizliğe sürükleme çabam.
Kurtar beni.
Bir şey yap.
Kalbimi aldığın gibi aklımı da al yerinden. Al ki bir daha düşünemeyeyim.
Kuşku da gider belki. Zaten gitmeli.

-tiyba